Londra'da Ne Yenir? | Londra Yemek Rehberi ve Öneriler

Londra’da yemek deyince, ”İngiliz mutfağı diye bir şey yok ki!” derler. Evet, bu eleştiri gidene kadar çok kez duyulmuş ve bu nedenle de beklenti düşük tutulmuş olabilir. Örneğin İtalya ve Fransa’nın ünlü mutfaklarından çıkma, inanılmaz yemekler yiyeceğini düşünüp sonra yerel tatlara uyum sağlayamadan hayalkırıklığıyla dönenler olabiliyor. Bu durumu Londra’da yaşamayacaksınız çünkü Londra’da her kültüre hitap eden restoran bulmak mümkün ve de iddialı olacak ama her mutfağın en iyi örnekleri burada yer alıyor. Roma’dakinden daha iyi bir pizza, Fransa’dakinden daha iyi bir ekler yemeniz olası.

İngilizlerin çok özel ve zengin bir mutfağı yok ama İngilizlerin sevdikleri ve onlarla özdeşleşmiş birkaç lezzet var. Bunlardan ilki English breakfast, yani İngiliz kahvaltısı. Diğeri fish&chips yani balık ve patates kızartması. Bunların üstüne de çay ve pastane ürünlerini tercih ediyorlar. Burada çok çeşitli ve lezzetli çaylar bulabilirsiniz. Özellikle sütlü çayı hiç denemediyseniz Londra bu işin yeri. Gelelim meşhur English breakfast’a. Kahvaltıda ‘kuru fasulye’ yemeyi sevmiyorsanız, bu İngiliz kahvaltısı deneyimi büyük bir hayal kırıklığına yol açacaktır.

Piccadily Circus’taki Meksika restoranı Chiquito‘da yanar dönerli, avokado soslu muhteşem Meksika yemeklerinin tadına bakabilirsiniz. Yalnız burada yemek yemek için kapıya adınızı saatler öncesinden yazdırmanız veya telefonla rezervasyon yaptırmanız gerekecektir. Eğer rezervasyonsuz giderseniz kapıda uzun süre beklersiniz. Akşam yemeği oturma düzeniyle başlayıp geceye doğru bara dönen Chiquito’nun içki menüsü de oldukça zengin. 4-7 pound arasında değişen kokteyller, Londra standartlarına göre epey uygun kalıyor. Burada ortalama bir akşam yemeği 30 ila 50 pound olarak düşünebilirsiniz.

Londra’nın en meşhur et restoranı zinciri olan “Angus Steakhouse” klasik pub ambiansının modernize edilmiş hali. Üzerine toz şeker serpilmiş tatlı patates kızartmasından mutlaka sipariş etmelisiniz. Ortalama bir öğle yemeğinin 20-25 pound olduğunu düşünebilirsiniz. Eğer kırmızı etten hoşlanıyorsanız özellikle de T-bone steak deneyebilirsiniz.

LOLA’s Cupcakes, yine Londra’daki zincir lezzetlerden biri. Metro istasyonları ve bazı mağazalar içinde sevimli el arabası dekoru ile satış noktaları bulunuyor. Cupcake dışında enfes cheescake, browni ve daha birçok tatlı çeşiti mevcut olup adet fiyatları 3-7 pound arası değişmekte. Ürün çeşidinin en çok olduğu satış noktalarından biri Hyde Park yakınındaki Selfridges mağazası içinde.

Eğer Uzak Doğu yemeklerini seviyorsanız Chinatown‘daki Çin restoranlarını ziyaret edin. Buraya gelince onların usulüyle çorba, yemek, tatlı gibi seçimler yapabilir veya sadece noodle gibi aperatif bir şeyler yiyebilirsiniz. Dim-sum önerilir! Her ne tercih ederseniz edin, bu işi gerçekten iyi yapan kişilerin lokanta işlettiklerini göreceksiniz. Mesela Queen’s Theatre’da bir müzikal izlemeden önce akşam yemeği için tiyatronun çok yakınında bulunan Golden Pagoda restoranını tercih edebilirsiniz. Lezzetli yemekleri uygun fiyata yiyebileceğiniz bu mekanda çalışanlar da oldukça sıcakkanlı olup sadece yemeklerin sunulduğu muhteşem porselenler için bile bu mekan tercih sebebi olabilir.

İngilizlerin öğlenden sonra çayı çok meşhur. Çay adeta geleneksel bir içecek ve çok sayıda çeşidi var. Sadece çay çeşitleri, fincanları ve demliklerinin satıldığı dükkanlar, neler neler… Çayın ayin gibi içildiği bazı ünlü pastahaneler de var. The Savoy, bunların başında geliyor. Metronun Temple istasyonuna 10 dk yürüyüş mesafesindeki Savoy’da 30 farklı çeşit çay, muhteşem sandviçler, çörekler, kekler ve daha niceleri haftanın her günü canlı piyano resitali eşliğinde lezzetli bir deneyim sunmakta.